17 Şubat 2016 Çarşamba

Ne ilk ne de sonuncu patlama

Batıdayız ama bunu pek anlayamıyoruz. Yaşlılar artık şaşırmıyor, gençler ise öfkeli. Televizyonu açıyoruz, Twitter’dan faydalanıyoruz. Kan arayışlarını retweetliyoruz, Facebook’ta Cumhuriyet’in sitesinden haber paylaşıyoruz. Sevdiklerimize bir şey olmayınca rahatlıyoruz ama ölüm haberleri gecikmiyor. Protesto etmek için hashtag’ler açıyoruz, meydanlarda toplanıp korkma sönmez söylüyoruz. Balkonlarımıza gazetelerden çıkan bayrakları asıyoruz. Bazen herkes gibi biz de bulaşık yıkıyor, çamaşır asıyoruz, dizilerle kendimizi hipnotize ediyoruz. Sıradanken eski devletin büyüğü, malikanenin güzeli, zengin adamın güzel gözdesi oluyoruz.  Ama her şey hala çok kırılgan. Bir gün patlama sesi bizi günlük hayatımızdan uyandırıyor. Pencerelerden sis ve korlar akıyor, korkuyoruz, yakınlarımıza ulaşmaya çalışıyoruz. Yanlış yerde yanlış zamanda olmanın bedelini ödeyip ödemediklerini öğrenmeye çalışırken en kötü senaryoları aklımıza getiriyoruz. Sevgililerimize ulaşamıyoruz. Çocuklarımıza ulaşamıyoruz. Ailemize ulaşamıyoruz. Arkadaşlarımıza ulaşamıyoruz. Biz kendimizi çok farklı sanıyoruz ama doğuda da batıda da hayat, iki uçurumun ortasına konulmuş incecik bir ip ve biz cambaz değiliz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder