Batıdayız ama bunu pek anlayamıyoruz. Yaşlılar artık
şaşırmıyor, gençler ise öfkeli. Televizyonu açıyoruz, Twitter’dan
faydalanıyoruz. Kan arayışlarını retweetliyoruz, Facebook’ta Cumhuriyet’in
sitesinden haber paylaşıyoruz. Sevdiklerimize bir şey olmayınca rahatlıyoruz
ama ölüm haberleri gecikmiyor. Protesto etmek için hashtag’ler açıyoruz,
meydanlarda toplanıp korkma sönmez söylüyoruz. Balkonlarımıza gazetelerden
çıkan bayrakları asıyoruz. Bazen herkes gibi biz de bulaşık yıkıyor, çamaşır asıyoruz,
dizilerle kendimizi hipnotize ediyoruz. Sıradanken eski devletin büyüğü,
malikanenin güzeli, zengin adamın güzel gözdesi oluyoruz. Ama her şey hala çok kırılgan. Bir gün patlama
sesi bizi günlük hayatımızdan uyandırıyor. Pencerelerden sis ve korlar akıyor,
korkuyoruz, yakınlarımıza ulaşmaya çalışıyoruz. Yanlış yerde yanlış zamanda
olmanın bedelini ödeyip ödemediklerini öğrenmeye çalışırken en kötü senaryoları
aklımıza getiriyoruz. Sevgililerimize ulaşamıyoruz. Çocuklarımıza ulaşamıyoruz.
Ailemize ulaşamıyoruz. Arkadaşlarımıza ulaşamıyoruz. Biz kendimizi çok farklı
sanıyoruz ama doğuda da batıda da hayat, iki uçurumun ortasına konulmuş incecik
bir ip ve biz cambaz değiliz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder